Artan gıda talebi; arazi, toprak ve su kaynakları üzerinde giderek artan bir baskı oluşturmaktadır. FAO, tarım sektörünün 2050 yılında, 2012 yılına göre neredeyse % 50 daha fazla gıda, yem ve biyoyakıt üretmesi gerekeceğini tahmin etmektedir. Tarım arazilerinin üçte biri insan kaynaklı arazi bozulmasından etkilenmekte ve gıda üretimini azaltmaktadır. Dünyadaki gıdanın % 95'inden fazlasının üretildiği araziye yeniden yönlendirme için yeni eylemlere ihtiyaç vardır.
Kaynakların sürdürülebilir ve verimli kullanımını teşvik etmek; nüfus artışı ve artan taleplerin mevcut ve gelecekteki zorluklarıyla başa çıkmak için farklı karar alma düzeylerinde Entegre Arazi Kullanım Planlamasına (ILUP) ihtiyaç vardır. FAO, arazi kullanım planlamasına adım adım bir yaklaşım uygulamak için ilk temel bilgi kaynağı olarak 1993 yılında ilk “Arazi Kullanım Planlaması Kılavuzunu" yayınlamıştır. O tarihten bu yana “entegre" arazi kullanım planlaması için kavramların, yaklaşımların ve araçların geliştirilmesinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Yeni anlayışlar sosyoekonomik koşulların, mülkiyet hakkının, entegre peyzaj ve su yönetiminin, arazi bozulmasının, iklim değişikliğinin, biyoçeşitliliğin ve paydaş katılımının öneminin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Otuz yılın ardından, ILUP için yeni zorluklar, talepler ve anlayışlar bu kılavuzların güncellenmesini gerektirmektedir.
Bu bağlamda FAO, ortak kurumlarla işbirliği içinde “Entegre Arazi Kullanım Planlaması Kılavuzu"nun güncellemesi üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışmalar doğrultusunda FAO; ülkeleri deneyim ve bilgi paylaşımına davet etmek üzere bir dizi bölgesel istişare toplantısı düzenlemiştir.
Bu minvalde; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü 1. Uluslararası Toprak ve Su Forumu Çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Düzenlenen Forumun ilk günündeki oturuma katılan Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER, “Değişen İklim Koşullarında Gıda Güvenliği için Suya Göre Sektörel ve Mekânsal Planlama" başlığı ile ilgili konularda katılımcılara bilgiler vermiştir.
Sayın SEVER; iklim değişikliği etkisiyle entegre yaklaşımlara duyulan ihtiyaç ve faydalar nezdinde geliştirilen havza ölçekli yönetim planları ve değişen iklime uyum sağlanması, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanması maksadıyla 31 Ocak 2023 tarihinde, “Suda Sıfır Kayıp" ilkesiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde başlatılan “Su Verimliliği Seferberliği" ile alakalı yapılan çalışmalar doğrultusunda yaptığı paylaşımlarla ülkeler arasında diyaloğun geliştirilmesine katkı sunmuştur. Toplantıda ayrıca; arazi, toprak ve su kaynaklarının entegre yönetiminin önündeki engeller ve yenilikçi çözümler ele alınmıştır.
Sayın SEVER konuşmalarında “İklim değişikliğinin, su kaynaklarının varlığını, kalitesini ve küresel gıda güvenliğini doğrudan etkileyen önemli bir sorun olduğunu, sıcaklıkların artması, yağışların düzensizleşmesi ve kuraklık gibi iklim değişikliği kaynaklı olayların, tarım başta olmak üzere birçok sektörü etkilemekte olduğunu ifade etmiştir. Artan sıcaklıkların, düzensiz yağışlar ve şiddet ile sıklığı git gide artan kuraklıkların mahsulün suya bağlı olarak gelişme dönemini ve hasat zamanını değiştirirken, ürün kalitesini ve rekolteyi, kısaca tarımsal üretimi ciddi anlamda etkilediğini dile getirirken, ayrıca, kuraklığın, üreticiler için ciddi zorluklar oluşturduğunu, bunun yanı sıra, iklim değişikliğinin zararlı türlerin ve hastalıkların yayılmasını kolaylaştırarak yine ürün verimliliğinde ve kalitesinde düşüşlere yol açtığını da ifade etmiştir. Bununla beraber iklim değişikliğinin, planlamanın çevresel boyutunu güçlendirmiş ve eylemlerin koordine edilmesi ve farklı politika önceliklerinin bütünleştirilmesi için yeni bir gerekçe haline gelmiş olduğundan, velhasıl iklim değişikliğinin, mekânsal planlamaların geleneksel su yönetimi örneklemlerinin iklim sorunlarına yanıt verecek şekilde uyarlanmasında önemli bir rol oynadığından da bahseden SEVER, nehir havza yönetim, kuraklık yönetim, taşkın yönetim ve sektörel su tahsis planları olmak üzere tüm havza ölçekli planların birbiri ile entegre planlar olduğunu ve bu doğrultuda su kıtlığının ve su fazlasının yönetilmesinde hayati bir araç olan ve can ve mal kayıplarının önlenmesinde kritik bir rol oynayan sektörel ve mekânsal planlarımız için önemli altlıklar oluşturduğunu ifade etmiştir.
Sayın SEVER; sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ülkemizde gıda üretiminin %90'ı topraktan sağlanmaktadır. Sosyoekonomik gelişmelerin de göz önüne alınmasıyla su ve toprak kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi, yanı sıra gıda güvenliğinin ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması için suya göre sektörel ve mekânsal planlama yapılması elzemdir.
Bu kapsamda, durumu iyileştirmek, kötü gidişatı tersine çevirebilmek için Türkiye, su, toprak, biyolojik çeşitlilik kaynaklarını daha sürdürülebilir ve verimli kullanmayı hedefleyen planlama ve buna bağlı uygulamayı kapsayan entegre bir yönetim yaklaşımını benimsemiştir.
En temel insan ihtiyacı ve sağlıklı gıda hazırlamanın birincil bileşeni olan güvenli ve temiz suyun, kaynağından musluğa kadar sürdürülebilir ve kesintisiz bir şekilde temin edilmesi için ilk adım olarak kaynağın korunmasına yönelik alınacak tedbirlerin belirlendiği içme suyu havza koruma planlarını hazırladık.
Su merkezli bir tarımsal planlama modeline geçtik. Başta sanayi, turizm ve tarım olmak üzere tüm sektörlerin planlamasında suyun miktar ve kalitesinin dikkate alınması ve buna göre yapılandırılması esastır.
Bu bağlamda değişen iklime uyum sağlanması, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetiminin sağlanması maksadıyla 31 Ocak 2023 tarihinde, “Suda Sıfır Kayıp" ilkesiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde “Su Verimliliği Seferberliği" başlatılmıştır.
Bu Seferberlik, üretim, gıda güvenliği, kalkınma ve sosyal refah için hayati önem taşıyan su kaynaklarımızın sürdürülebilir yönetimini garanti altına almak için koruma ve kullanma arasında bir denge sağlarken suyun verimli ve sürdürülebilir kullanımına odaklanmaktadır.
Su kaynaklarımızı ulusal ve küresel bilinçle korumak ve yönetmek zorundayız. Bu kapsamda, iklim değişikliği gerçekliği altında hem sektörel hem de mekânsal planlamalarımızda su kaynaklarını esas alan daha entegre ve sürdürülebilir bir yapıya geçmek durumundayız. Bu hedefi gerçekleştirmenin üst düzey koordinasyon ve iş birliği ile mümkün olduğunun farkındayız.
Sözlerime son vermeden önce, iklim değişikliğinin etkisi altındaki toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir ve entegre yönetiminde işbirliğini güçlendirmek için ortak bir temel ve karşılıklı anlayış geliştirmek üzere FAO üyesi ülkelerle bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmaya her zaman açık olduğumuzu vurgulamak isterim" dedi.
Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER'in Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü 1. Uluslararası Toprak ve Su Forumu'nda yaptığı konuşmasının tamamının Türkçe ve İngilizce metnine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
- Türkçe Metin
- İngilizce Metin