T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE SU KAYNAKLARI YÖNETİMİ ZİRVESİ GERÇEKLEŞTİ

Yayın Tarihi : 20.10.2024

Ankara'da düzenlenen “Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi Zirvesi" Sayın Bakanımız İbrahim YUMAKLI'nın katılımıyla gerçekleşti. Yapılan zirveye katılan Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER burada yaptığı konuşmada şu konulara değindi: “Sanayileşmenin başlamasıyla birlikte atmosfere salınan sera gazlarının artmasının yanında insan kaynaklı etkilerde Dünya'nın ortalama sıcaklığında ve iklim sisteminde değişikliklere yol açtı.

İklim değişikliği etkilerinin en fazla hissedileceği bölgelerden biri konumunda yer alan ülkemizde, kuraklık ve taşkın gibi afetlerin sayısı ile şiddeti son yıllarda artmakta ve su kaynaklarımızı ne yazık ki olumsuz etkilemektedir.

Türkiye'de ortalama sıcaklıklar 2007 yılından sonra yükselme eğilimine geçmiştir. 2023 yılı ortalama sıcaklığı 15.1℃ ile 1991-2020 ortalamasının 1.2℃ üzerinde gerçekleşerek en sıcak 3. yıl oldu.

İklim değişikliği nedeniyle ülkemizde afet sayısında da artışlar gözlenmekte olup, 2022 yılında 1030 olan ekstrem olay sayısı 2023 yılında 1475'e yükselmiştir. Yaşanılan bu olumsuz olayların %38'ini şiddetli yağış ve sel olayları oluşturmaktadır.

Bununla birlikte yapılan araştırmalar bizlere gelecekte Türkiye'de daha sık, şiddetli ve uzun süreli kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve orman yangınlarıyla, ani oluşan taşkınlarda da önemli bir artışın yaşanacağını göstermektedir.

 

Türkiye'nin Farklı Bölgelerinde İklim Değişikliği Sebebiyle Beklenen Etkiler

Ülkemizde ilerleyen zamanlarda ortalama sıcaklıklarda 6℃'ye varan artış, yıllık toplam yağış miktarında ise %10 azalma beklenmektedir. Ülkemizde yağışta beklenen değişimler bölgesel olarak farklılıklar göstermektedir. Özellikle Ege ve Akdeniz kıyıları ile Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yağışlarda %30 civarında azalış ile daha sık ve uzun süreli kuraklık olaylarının yaşanması beklenirken, kuzey bölgelerimizde, özellikle de Karadeniz'in doğusunda toplam yağışlarda ve aşırı yağış olaylarında artışlar beklenmektedir. Bu öngörüler ışığında, mevcut durumda yıllık 112 milyar m3 olan ülkemizin kullanılabilir su potansiyelinin yüzyılın sonuna doğru %25 azalacağı tahmin edilmektedir. 2030 yılına kadar yapılan yakın dönem projeksiyonlarında ise su kaynaklarımızda yaklaşık %20 oranında azalma olması öngörülmektedir. Bu veriler ışığında değerlendirdiğimizde eğer ülkemizde gerekli tedbirler alınmazsa 2030 yılında ülke genelinde su açığı oluşacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamları havza özelinde değerlendirdiğimizde ise ülke nüfusunun %49'unun yaşadığı ve tarımsal üretim yapılan alanın da %78'ine karşılık gelen havzalarda su açığı oluşacağı öngörülmektedir.

Bölgesel Yağış Desenlerindeki Değişimler

Türkiye genelinde yağış miktarı 597.0 mm olarak kaydedilmiş olup, bu miktar normaline göre %4, geçen yılın aynı dönemine göre ise %11 artış göstermiştir.

Son 4 yıllık yağış verilerini incelediğimizde, düzensiz yağış eğilimleriyle genel olarak yağışların uzun dönem ortalamasının altında kaldığı gözlemlenmektedir. Bu durum sonucunda oluşabilecek kuraklık özellikle İç Anadolu, Ege ve Güneydoğu Anadolu gibi su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde kendini daha belirgin bir şekilde göstermektedir.

Susuzluk ve Su Yönetimi Stratejileri

Dünya'da yaklaşık 1.4 milyar km³ su bulunmaktadır. Ancak bu suyun ne yazık ki %97,5'i tuzlu olup insanlar tarafından kullanılamamaktadır. Tatlı su kaynakları, bütün suların yaklaşık %2,5'ini oluşturmaktadır. Halen 1 milyar insan temiz suya ulaşamamakta, bu sayı içilebilir kalitede suya ulaşamayanlar dahil edildiğinde yaklaşık 2 milyarı bulmaktadır.

Su politikasının temelini suyun verimli kullanımı oluşturmaktadır. Su verimliliğinin temellerini oluşturan “azalt, değiştir, yeniden kullan" stratejileri doğrultusunda, uygun teknik ve teknolojilerin kullanımı ve alışkanlıkların dönüştürülmesiyle birim sudan azami faydanın sağlanması hedeflenmektedir.

Özellikle, arıtılmış atıksu, gri su, yağmur suyu gibi geleneksel olmayan su kaynaklarının kullanımıyla hem su kaynaklarından sağlanan fayda artırılmakta hem de su kirliliği azaltılmaktadır. Kirli suyun toplumsal ve ekonomik maliyetinin yüksek olduğu gerçeğinden hareketle, temiz suya erişimin tarım başta olmak üzere tüm sektörlerin sürdürülebilirliğindeki kritik rolü dikkate alınmalıdır.

Suyun, ekonomik gelişmenin temel kaynağı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, su verimliliğini artıracak projelerin desteklenmesi son derece önemlidir. Su verimliliği konusundaki çalışmalarımız; “kentsel, tarımsal ve endüstriyel" olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Suda verimlilik artışı, tarımda doğrudan verim artışına yol açmaktadır. Kuraklığa dayanıklı tohum ıslahı ve sulamada modernizasyon gibi stratejiler su yönetiminin etkinliği açısından önemlidir.

Gelecekte su ile alakalı yaşanabilecek olumsuz etkiler, "iklim değişikliğine uyum" çalışmalarının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu gözler önüne sermektedir.

Ülkemizi bekleyen kuraklık ve su kıtlığı riskine karşı, su verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması ve toplumsal farkındalığın artırılması maksadı ile 31 Ocak 2023 tarihinde Sayın Emine ERDOĞAN Hanımefendinin himayelerinde başlatılan "Su Verimliliği Seferberliği" Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülmektedir. 

Sektörel su kullanımında kayıpların önlenmesi, suyun verimli kullanımını sağlayan teknolojilerin yaygınlaştırılması, farkındalığın artırılması, su ayak izinin azaltılması ve alternatif su kaynakları (yağmur suyu, gri su, geri dönüştürülmüş su) kullanımı, hem artan su talebine çözüm sunmakta hem de iklim değişikliğine uyum sağlamak için önemli adımlar oluşturmaktadır. Seferberlik kapsamında yürütülen çalışmalar, hazırlanan rehber dokümanlar, bilgilendirici materyaller Seferberliğin resmi internet sitesi olan www.suverimlilligi.gov.tr   adresinde paydaşların istifadelerine sunulmaktadır.

Kuraklığın olumsuz etkilerini en aza indirmek için Su Yönetimi Genel Müdürlüğü olarak, ülke genelinde 25 nehir havzasında Kuraklık Yönetim Planları hazırladık. Bu planlar kapsamında belirlenen tedbirlerle, yılda yaklaşık 11 milyar m³ su tasarrufu sağlamayı hedefliyoruz. Ayrıca, 2024 yılında başlayan Kuraklık Tahmini ve Erken Uyarı Sisteminin, 2027 yılında tamamlanmasıyla, oluşabilecek su eksikliklerini önceden tahmin etmeyi ve bu duruma önlem almayı hedefliyoruz.

Su kaynaklarının havza ölçeğinde paylaşımının sağlanması, kurak dönemler de dikkate alınarak geleceğe yönelik planlanması ve her sektörün ihtiyacı olan suyun verimli ve planlı bir şekilde karşılanması maksadıyla 5 havzada Sektörel Su Tahsisi Planı hazırlanmış olup tamamlanan havza sayısı 11'e ulaşmıştır. 8 havzada çalışmalarımız devam etmektedir.

Su ile ilgili politikaların sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması, su kaynaklarının etkin yönetimi ve verimli kullanımının temini, su kaynaklarının bütüncül havza yönetimi anlayışı çerçevesinde korunması amacıyla Ulusal Su Kurulu oluşturulmuştur. Ayrıca, su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir yönetimine ilişkin hususlarda görev almak ve havzadaki il su kurullarında çözüme kavuşmayan problemleri değerlendirmek üzere Havza Su Kurullarını oluşturduk ve 15 havzada tamamladık. Kalan 11 havzada Havza Su Kurulu toplanmasına yönelik planlamalar ve hazırlıklarımız devam etmektedir.

İl ölçeğinde çözüme kavuşturulamayan hususların belirlenerek, Havza Su Kurullarına iletilmesini sağlamak üzere İl Su Kurulları kurulmuş olup 81 ilde İl Su Kurulu toplantılarını tamamladık.

Ulusal Su Kurulu'nun 2. Toplantısında ele alınan “Su Kanunu ve Taşkın Kanunu" hazırlık çalışmalarına, oluşturulan Taşkın Kanunu Alt Kurulu ve Su Kanunu Alt Kurulu tarafından devam edilmektedir. Taşkın Kanunu Taslağı için kurum görüşlerini aldık ve 2024 yılı sonuna kadar Gazi Meclisimize sunmayı hedeflemekteyiz. Su Kanunu taslağı alt kurul çalışmaları tamamlandıktan sonra kurum görüşlerine açacağız.

​​​Yeraltı Suyu Kaynakları Üzerindeki Baskılar

Ülkemizde 12 havzada yeraltı suyu kütleleri üzerindeki baskılar belirlenmiş olup, 7 havzada çalışmalar devam etmektedir.

Kullanılmış Suların Yeniden Kullanımı

Gelecekte Türkiye'de karşılaşılması muhtemel su kıtlığı durumu ile mücadelede kullanılması amacıyla Kullanılmış Suların Yeniden Kullanım Alternatiflerini belirledik. Hem kentsel atıksu arıtma tesislerinde oluşan atıksuların hem de tarımdan dönen suların tarımsal sulama dahil yeniden kullanım alternatifleri ve miktarları belirlenmiştir.