Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Iğdır ve Şanlıurfa Ceylanpınar'daki TİGEM çiftliklerinin damızlık merkezleri olacağını belirterek, “Buralardaki anaç hayvan sayımız peyderpey artacak. Burada bulunan hayvanlardan doğan buzağıları aile işletmelerimize uygun maliyetle vereceğiz." dedi.
Bakan Yumaklı, Iğdır'daki Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Kazım Karabekir İşletmesi'ni ziyaret etti. Burada gazetecilere açıklama yapan Yumaklı, şubat ayında Hayvancılık Yol Haritası'nı açıkladıklarını hatırlattı.
Yol haritalarındaki ana amaçlarını, verimli, kaliteli, ve sağlıklı üretimi artırmak olarak belirlediklerine işaret eden Yumaklı, şöyle konuştu:
“5 yıllık hedeflerimizi paylaştığımız yol haritasında, bahsettiğimiz birçok uygulamayı teker teker hayata geçirdik, geçirmeye devam ediyoruz. Hayvansal üretimle ilgili planlama kapsamında, Türkiye'nin hangi bölgelerinde, hangi tür hayvansal üretimin yapılacağına dair planlamalar yaptık. Detaylarını her fırsatta dile getirdiğimiz hayvansal üretimde, yeni destekleme modelinde ilk defa kadın ve genç çiftçilere desteklemelerde pozitif ayrımcılık yaptık. Hayvancılığın temel taşı ve sigortası olarak gördüğümüz aile işletmelerine daha fazla destek veriyoruz. Iğdır'ın da içinde bulunduğu 19 ilimizi Besilik Materyal Üretim Bölgesi olarak planladık. Bu illerde planlı üretim yapanlara ilave destekler veriyoruz."
“ŞAP HASTALIĞI ORANINI YAKLAŞIK YÜZDE 80 AZALTTIK"
Yumaklı, Hayvancılık Yol Haritası'nda özellikle hayvan hastalıklarıyla mücadele konusunda yoğun bir programı daha önce başlattıklarını anımsatarak, bu sonbahar aşılama dönemiyle birlikte, büyükbaş hayvanlara 3. doz aşılamayı başlattıklarını anlattı.
Hem veteriner yol kontrol istasyonu hem de artan aşı sayısının çıktılarını da almaya başladıklarını ifade eden Yumaklı, “Geçtiğimiz yıla göre ülkemizde görülen şap hastalığı oranını yaklaşık yüzde 80 azalttık. Hayvan hastalıklarıyla mücadelemiz, üreticimizle omuz omuza vererek kararlı şekilde devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
Islah Eylem Planı'yla ilgili de adımlar attıklarını dile getiren Yumaklı, şöyle devam etti:
“Ülkemizde en yaygın sütçü ırk olan siyah alaca ırkında yaklaşık 22 bin hayvanı, verimlilik durumlarını genetik olarak ortaya koyarak referans popülasyonumuzu oluşturduk. Bu sayıyı her geçen yıl artırıyoruz. 2024 yılında artık bu ırktan doğan buzağılarda genetik yapısına bakarak, damızlık değerini belirlemeye başladık. Bu testi yaptıran yetiştiricilerimizin test maliyetini bakanlık olarak biz karşılıyoruz. Yine bu yıl içerisinde ülkemizde sayısı en fazla ikinci ırk olan simental ırkında da genetik testlerle damızlık değerini belirlemeye başlıyoruz. Her 2 ırk için bu hizmeti yetiştiricimizin hizmetine sunuyoruz. Bu testin yaygınlaşması amacıyla Genomik Test Merkezi'ni önümüzdeki günlerde Ankara'da açmış olacağız. Genomik seleksiyon ve embriyo transferi yöntemiyle, yüksek genetik kapasiteli üretim boğalarını 2025'te üretmeye başlıyoruz."
Anaç hayvan sayısını artırmanın, Hayvancılık Yol Haritası'nın en önemli başlığı olduğunu vurgulayan Yumaklı, şunları kaydetti:
“Biz anaç hayvanlarımızı hayvansal üretimin fabrikası olarak görüyoruz. Anaç hayvan sayınız ne kadar fazla ise üretiminiz de o kadar fazla olacaktır. Siz istediğiniz kadar hayvan hastalıklarıyla mücadele edin, eğer anaç hayvan sayınızı da buna bağlı olarak artıramıyorsanız, yerinizde sayıyorsunuz demektir. Bugün de burada sizlere anaç hayvan sayısını artırmakla ilgili bakanlığımızın iki kurumu TİGEM ile Et ve Süt Kurumu işbirliğinde hayata geçirdiğimiz projeyi anlatacağız. Bu projemizde Iğdır ve Şanlıurfa Ceylanpınar'daki TİGEM çiftliklerimiz damızlık merkezlerimiz olacak. Buralardaki anaç hayvan sayısı peyderpey artacak. İçinde bulunduğumuz Iğdır'daki işletmemize arkamda görmüş olduğunuz ilk anaç hayvanlarımız geldi. Peki bu hayvanları ne yapacağız? Burada bulunan hayvanlardan doğan buzağıları aile işletmelerimize uygun maliyetle vereceğiz. Besi olarak verdiğimiz hayvanlarla aile işletmelerimiz aracılığıyla et üretimimizi yerli imkanlarla artıracağız. Dişi doğan buzağılar da yine aile işletmelerine uygun maliyetle verilerek anaç hayvan sayısını artırmış olacağız."
Bakan Yumaklı, dünyanın geçirmiş olduğu Kovid salgınının hafızalardaki tazeliğini koruduğunu ifade ederek, “Tüm bunlar şunu bir kez daha gösteriyor ki, gıda arz güvenliği en az milli güvenlik kadar önemli. Bizim gıdada arz güvenliğini sağlamaktan başka şansınız yok. Bu projenin 3 ana hedefi var. İlk olarak üreticilerimizin uygun maliyetle sürdürebilir şekilde hayvan teminini sağlamak. İkincisi de tüketicimizin uygun maliyetle kırmızı ete ulaşmasını sağlamak ve nihayetinde de Türkiye'nin çok küçük bir oran bile olsa, et ithalatıyla ya da hayvan ithalatıyla ilgili olan konusunu kapatmak. Bununla ilgili yol haritamızda bundan bahsetmiştik. Hayvancılıkta Üretimi Geliştirme Projemiz, çiftçilerimize ve ülkemize hayırlı olsun." diye konuştu.
LİSANSLI DEPO AÇILIŞI
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, daha sonra Iğdır Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulan Kaan Lisanslı Depoculuk açılış törenine katıldı. Burada konuşan Yumaklı, Doğu Anadolu bölgesinde mikro klima yapısına sahip, önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Iğdır'da tarım sektörüne önemli bir eser kazandırıldığını söyledi.
50 bin ton kapasiteli lisanslı deponun açılışını gerçekleştirdiklerini ifade eden Bakan Yumaklı, “Tarımın stratejik önemini her fırsatta dile getiriyoruz. Bir ülkenin kendi kendine yeterli olması için, öncelikle tarımsal üretimde yeterli olması gerekiyor. İşte biz de ülke olarak, tarımsal üretime verdiğimiz destek ve yaptığımız yatırımlarla kendi kendine yeten bir ülke olmak için çalışıyoruz. Son 22 yılda gerçekleştirdiğimiz atılımlar ve yürüttüğümüz çalışmalarla tarımsal üretimde dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline geldik. Bu çalışmaları yaparken de makro düşünüp, mikro planlayarak politikalarımızı hazırladığımızı bilmenizi isterim." diye konuştu.
Yumaklı, güçlü bir tarım ülkesi olmak için büyük hedefler belirlediklerini dile getirerek, “Bu hedefleri gerçekleştirmek için de yereldeki, yani şehirlerimizdeki altyapıyı güçlendiriyor ve son teknolojiyle donatıyoruz. Bu kapsamda da tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Bugün, modern ahırlar, gelişmiş tarım alet ve makinaları, seralar, ürün işleme ve paketleme işletmeleri, ürün depolama tesisleri gibi yatırımların hemen yanı başımızda olması buna en iyi örnektir." diye konuştu.
Lisanslı depoculuk alanında son 22 yılda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler aktaran Yumaklı, “Tarımsal üretimin öneminin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Üretmek kadar, üretilen ürünlerin depolanması ve muhafazası da son derece önemli hale geldi. Yapılan araştırmalara göre hasattan son tüketiciye ulaşıncaya kadar gıdaların üçte biri maalesef çöpe gidiyor, yani israf oluyor. Bu hiç de azımsanacak bir oran değil." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de lisanslı depoculuk çalışmalarının, 2005 yılında Lisanslı Depoculuk Kanunu'nun çıkmasıyla önemli bir ivme kazandığını belirten Yumaklı, şunları kaydetti:
“TMO 2016 yılında, ülkemizin kapalı depo açığının giderilmesi, ürünlerin daha sağlıklı koşullarda depolanması, lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi amacıyla, belirlenen noktalarda depo yapım sürecini başlatmıştır. Ülkemizde hali hazırda 223 lisanslı depoculuk şirketi, 306 noktada, toplam 12 milyon ton kapasite ile faaliyet göstermektedir. Lisanslı depolarda, yüzde 98 hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar muhafaza edilmektedir. 2019'da ürün borsalarını tek çatı altında toplayan Türkiye Ürün İhtisas Borsası'nın faaliyete geçmesiyle lisanslı depoculuk sistemi, tarım ürünleri ticareti açısından daha önemli hale gelmiştir. Diğer yandan bakanlık olarak, lisanslı depoculuğun gelişmesi için önemli destek ve teşvikler vermeye devam ediyoruz. Bu kapsamda önemli bir karara imza attık. 2025-2027 yıllarında yapılacak desteklemelere yönelik karar kapsamında, yalnızca Ticaret Bakanlığınca belirlenen depo kira ücretinin yüzde 75'i Tarım ve Orman Bakanlığımızca destekleme kapsamına alınmıştır."
Konuşmaların ardından lisanslı depoculuğun açılışı gerçekleştirildi.
Bakan Yumaklı, Iğdır programı kapsamında Valiliği ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğünü ziyaret etti, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü toplantı salonunda kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve sektör paydaşlarıyla da bir araya geldi.