Başbakan Ahmet Davutoğlu, birilerinin fitne ateşi yakmaya çalıştığını, Suriye'de, Irak'ta yanan o ateşin Türkiye'ye sıçramasını, bu topraklarda ezeli ve ebedi olarak kardeş olmuş 78 milyonun arasına asabiyeyi, etnik mezhebi, çatışmayı sokmayı istediğini belirterek, "Şanlıurfa'dan, İstiklal Madalyası için yan yana savaşmış Türklerin, Kürtlerin, Arapların şehrinden sesleniyoruz, sizin fitne aşkınıza karşı bizde kardeşlik aşkı var. İstilacıların istila ateşine karşı istiklal aşkımız ne kadar kuvvetli, köklüyse, fitnecilerin, bölücülerin, teröristlerin fitne aşkına karşı kardeşlik aşkımız da o derece büyüktür." dedi.
Başbakan Davutoğlu, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıl dönümü kutlamaları kapsamında, GAP Kapalı Spor Salonu'nda TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Bakanlar Kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlenen İstiklal Madalyası takdim töreninde, Şanlıurfalıları, "peygamber şehri, kendini kurtaran şehir, kardeşlik şehri Urfa'nın yiğit insanları" diyerek selamladı.
İstiklal şehrinin, insanlığın ilk üniversitesinin kurulduğu Harran'ın, Halilurrahman'ın huzurunda olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Davutoğlu, kentin irfanını, yiğitliğini, peygamber ve istiklal aşkını çok iyi bildiğini, onun için Şanlıurfa'ya âşık olduğunu belirtti.
Davutoğlu, bu seferle birlikte başbakanlığı döneminde Şanlıurfa'ya altıncı kez geldiğini hatırlatarak, "Daha nice seferler geleceğiz inşallah. Urfalıyım ezelden, Urfalılar gönlüm geçmez sizlerden. Her geldiğimizde Urfa'da aşk görürüz, muhabbet görürüz. 1 Kasım seçimlerinden sonra Şanlıurfa'ya farklı geldik. Size yüce Meclis'ten ve Rabb'imizden güzel bir hediyeyle geldik. Düşündük, baktık ki Şanlıurfa'nın gecikmiş bir hakkı var, İstiklal Madalyası hakkı. Gecikmiş ama hiçbir zaman manevi olarak terk edilmemiş bir hak. Gönlümüzde Şanlıurfa aşkı, elimizde İstiklal Madalyası aşkıyla kurtuluşunun 96. yıl dönümü için Şanlıurfa'dayız." diye konuştu.
Şanlıurfa'nın kurtuluşunda ön saflarda yer alanları ve bu yolda şehit düşenleri rahmet ve minnetle anan Başbakan Davutoğlu, bu kişilerin emanetini sonuna kadar koruyacaklarını, kıyamete kadar al bayrağı Şanlıurfa semalarından eksik etmeyeceklerini söyledi.
Davutoğlu, Ankara'da gençlerle bir araya geldiği bir toplantıda, Şanlıurfalı bir gencin, ecdadına yakışır şekilde, "Sayın Başbakan'ım bize İstiklal Madalyası'nı verir misiniz?" dediğini, bunun üzerine bu hediyenin en kısa sürede verilmesi için gerekli çalışmaları başlattığını anlattı.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın başkanlığında, tam mutabakatla, çok kısa sürede İstiklal Madalyası'nı Şanlıurfa'ya vermek için gerekli düzenlemenin yapıldığını dile getiren Davutoğlu, milletvekillerine ve kanunu hemen onaylayarak, bu güzel hediyeyle Şanlıurfa'ya gelmelerini sağlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
"Şanlıurfa hep istiklalin hep Ezan-ı Muhammedi'nin hep tekbirin şehri oldu"
Nemrut'un küfür aşkına karşı iman aşkının Şanlıurfa'da doğduğunu, burada ateşin suya döndüğünü belirten Davutoğlu, Şanlıurfa'nın o zamandan beri peygamberler, iman ve imanın getirdiği hikmetin okutulduğu, öğretildiği, büyütüldüğü bir şehir olduğunu kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, istila ateşine karşı istiklal aşkının da Şanlıurfa'dan doğduğunu ifade ederek, "Müstevliler Urfa'yı kısa sürede istila edeceklerini zannettiler, Urfalıların teslim alınacağını zannettiler, Urfa'yı tanımayanlar, bu şehre olan bağlılığını bilmeyenler, Urfalıların müstevlilere karşı geri adım atacağını zannettiler. Bre gafiller, tarih bilmezler Şanlıurfa istila ateşine karşı, istiklal aşkıyla bu şehri tekrar al bayrakla buluşturdu. İşte o günden bu güne Şanlıurfa hep istiklalin hep Ezan-ı Muhammedi'nin hep tekbirin şehri oldu." şeklinde konuştu.
Şanlıurfa'nın, Anadolu'daki istiklal ateşinin de öncülüğünü yaptığını, Kahramanmaraş ile Gaziantep ile İstiklal Savaşı'nın ilk habercisi olduğunu anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"1921 sonrasında aziz vatan topraklarının dışında kalan Halep'te, Rakka'da, Haseke'de, Deyrizor'da, Humus'ta bugün kan, gözyaşı varsa emin olun 100 sene önce onların istiklal aşkını yaşayamamış olmalarındandır. Şehirlerimiz bölündü, Tel Abyad Akçakale'den, Suruç Kobani'den, Resulayn Ceylanpınar'dan ayrıldı ama bu istiklal şehri her zaman, o günden bu güne o aziz vatan topraklarıyla bağını koparmadı. Bugün 520 bin kardeşine ev sahipliği yaparken, Şanlıurfa'da doğan istiklal aşkının, inşallah Halep şafağında da doğması için hepimiz dua ediyoruz. Birgün Halep de Rakka da Humus da Şam da özgür olacak inşallah."
"Birilerinin fitne aşkına karşı bizde kardeşlik aşkı var"
Birilerinin haritalar çizdiğine, "Sykes-Picot" dediğine, Şanlıurfa'yı kardeşlerinden ayırmaya çalıştığına dikkati çeken Davutoğlu, 100 yıl sonra Şanlıurfa'nın kardeşlerine bağrını açtığını söyledi. Davutoğlu, İstiklal Madalyası'nı hak etmiş Şanlıurfa'ya başları dik, alınları açık girdiklerini ifade etti.
Davutoğlu, birilerinin başlatmaya çalıştığı fitne ateşine karşı kardeşlik aşkının da Şanlıurfa'da seda bulduğunu dile getirerek, "Birileri fitne ateşi yakmaya çalışıyor, birileri Suriye'de, Irak'ta yanan o ateşin Türkiye'ye sıçramasını istiyor, birileri, bu topraklarda ezeli ve ebedi olarak kardeş olmuş 78 milyonun arasına asabiyeyi, etnik mezhebi, çatışmayı sokmak istiyor. Şanlıurfa'dan, İstiklal Madalyası için yan yana savaşmış Türklerin, Kürtlerin, Arapların şehrinden sesleniyoruz, sizin fitne aşkınıza karşı bizde kardeşlik aşkı var. İstilacıların istila ateşine karşı istiklal aşkımız ne kadar kuvvetli, köklüyse fitnecilerin, bölücülerin, teröristlerin fitne aşkına karşı kardeşlik aşkımız da o derece büyüktür." dedi.
"Şanlıurfa'yı, bütün GAP bölgesini ayağa kaldırmaya kararlıyız"
"Nemrut'un küfür ateşine karşı iman aşkını uyandıran Şanlıurfalılar, müstevlilerin, istilacıların, istila ateşine karşı istiklal aşkını uyandıran Urfalılar, teröristlerin, bölücülerin fitne ateşine karşı kardeşlik aşkını ayağa kaldırmaya var mısınız? 12 yiğit insanın izinden gitmeye, 12 yiğit insanla birlikte istiklal aşkının sembolü al bayrağı ilelebet bu topraklarda dalgalandırmaya var mısınız? Güllüzade Hacı Osman'ın torunları, var mısınız? Ali Rıza Bey'in torunları, var mısınız? Belediye Başkanı Hacı Kamilzade'nin torunları, 'Biriz, kardeşiz, ilelebet beraberiz' demeye var mısınız?" diye soran Davutoğlu'na salondakiler "Varız" karşılığını verdi.
Davutoğlu, bölücülere, teröristlerin fitne ateşine karşı 23 Temmuz'dan bu yana şanlı bir mücadele yürüttüklerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizin yaktığınız istiklal ateşi, bugün her yerde. Onun için son 2 ay içinde Doğu ve Güneydoğu'da her vilayetimizi dolaşıyorum. Mardin'de buluştuk kardeşlerimizle, Silopi'de buluştuk. Bingöl'de, Van'da ve geçen hafta Diyarbakır'da buluştuk. Size Diyarbekir'in selamını getirdim. Size İzmir'in, son iki gün içinde birçok vesileyle bir arada bulunduğum İstanbulluların selamını getirdim. İşte burada, Şanlıurfa'nın istiklal gününde bir kez daha en gür sedayla haykırıyoruz, biz istiklalimizi sonuna kadar koruyacağız. Biz istiklalimizin sembolü olan al bayrağı sonuna kadar bu semalarda dalgalandıracağız. İstiklal aşkıyla birlikte, istiklal gününüzde Şanlıurfa'nın hizmetinde olduğumuzu bir kez daha ilan ediyorum. Şanlıurfa'ya nice hizmetler getirdik, nice büyük atılımları birlikte gerçekleştirdik. Şanlıurfa'nın havaalanının yeniledik, 23 bin olan yolcu sayısı 700 bine çıktı. 532 kilometre bölünmüş yol yaptık. Son geldiğimde söz verdiğim Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ni şubat ayında açtık. 1,5 milyon dönüm araziyi suyla buluşturduk. Yanı başımızda Suriye'de şehirler yıkılırken biz, Şanlıurfa'yı, bütün GAP bölgesini ayağa kaldırmaya kararlıyız. Söz veriyoruz, bin 750 kişilik Şehir Hastanesi'ni Şanlıurfa'ya yapacağız, Şanlıurfa'yı hızlı trenle buluşturacağız. 3 milyon dönümlük araziyi sulamaya açacağız."
"Şanlıurfalılar fitne ateşine karşı da dimdik durdular"
Başbakan Davutoğlu, kendileri istiklal hizmet vizyonuyla hareket ederken bölücülerin yollarını kesmeye çalıştığını belirterek, "Aşkımızı, kardeşliğimizi baltalamaya çalışıyorlar. Şehirlerimizi, ilçelerimizi kana bulamaya, çukurlar kazmaya, barikatlar kurmaya çalışıyor. Onlar istilacı ordulardan daha kuvvetli değiller. İstilacılara bu memleketi teslim etmemiş Şanlıurfalılar fitne ateşine karşı da dimdik durdular. Hepinize teşekkür borçluyum. Bu hainleri, bu alçakları Şanlıurfa'ya yaklaştırmadığınız için, terör ateşine karşı kardeşlik aşkını yaşattığınız için Şanlıurfa'ya teşekkür borçluyuz." ifadesini kullandı.
Davutoğlu, bunun için Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, eski Meclis Başkanları ve 78 milyonun yüreğiyle, aşkıyla, birliğiyle, kardeşliğiyle Şanlıurfalıların huzuruna geldiklerini söyledi.
Başbakanlığı döneminde başkent dışındaki ilk Bakanlar Kurulu toplantısının Şanlıurfa'da gerçekleştirildiğini, Şanlıurfa'ya 78 milyonun yüreğinden kopan İstiklal Madalyası'nı getirdiklerini belirten Davutoğlu, "Bir kez daha söylüyorum, inşallah Şanlıurfa'ya nice vesilelerle tekrar geleceğiz. Nice güzel hizmetlerle birlikte olacağız. Yüreklerimizi, yüreklerinizle buluşturacağız. Şanlıurfa'nın, peygamberler şehrinin bu güzel atmosferinden feyz alacağız, Şanlıurfa'nın yiğit insanlarının güzel gözlerinde kardeşlik aşkını göreceğiz. Yaşasın Şanlıurfa'nın istiklal aşkı, yaşasın Şanlıurfa'nın hürriyet aşkı, yaşasın düşmana teslim olmayan Şanlıurfalılar." diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, "Allah birliğimizi beraberliğimizi daim eylesin. Allah bu İstiklal Madalyası'nı Şanlıurfa'nın üstünden hiç eksik etmesin. Bir daha böyle bir İstiklal Madalyası için savaşmak zorunda kalmasın. Ebediyen iman şehri, hürriyet şehri, istiklal şehri, ebediyen kardeşlik şehri olunuz. Hepinizi istiklal aşkına, kardeşlik aşkına bağrımıza basıyoruz. İstiklal Madalyanız hayırlı uğurlu olsun. Kıyamete kadar bu madalyanın gururunu yaşayın." diyerek konuşmasını tamamladı.
"Şanlıurfa'nın Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadele ilham kaynağı olmuştur"
TBMM Başkanı İsmail Kahraman da yaptığı konuşmada milli mücadele döneminde destan yazan Şanlıurfalılara teşekkür etti.
Şanlıurfa'ya İstiklal Madalyası verilmesi için çıkarılan kanuna destek veren milletvekillerini tebrik eden Kahraman, kentin, Kurtuluş Savaşı'nda verdiği mücadeleyle Türk toplumuna ilham kaynağı olduğunu vurguladı.
Urfa'ya 1984'te "Şanlı" unvanı, bugün de İstiklal Madalyası verildiğini belirten Kahraman, şöyle konuştu:
"TBMM'nin bu kararı, Şanlıurfa'yı onurlandırmanın yanında aynı zamanda kendisini de onurlandırmaktadır. Şanlıurfa o dönemde sergilediği hamiyet, fedakârlık, cihat ruhu ve İstiklal aşkıyla milletimize öncülük etti, ilham kaynağı oldu, cesaret verdi. Urfa, şanlı mazisi ve hizmetleriyle İstiklal Madalyası'nı sonuna kadar hak etti. TBMM 23 Nisan 1920'de faaliyete geçti, Urfa ise o dönemden 2,5 ay önce başlayan kurtuluş mücadelesini 10 Nisan'da tamamladı. O yüzden Urfa'nın İstiklal Harbi'ne öncelik ettiğini ve ilham kaynağı olduğunu ifade etmek bir haktır."
Kahraman, Türk milletinin tarih boyunca özgürlüğüne çok düşkün olduğuna işaret etti. Türk milletinin, aziz olan hürriyet konusunda en ufak geri adım atmadığını dile getiren Kahraman, "Vatanımız kolay kurtarılmadı, bugünlere de kolay gelmedik. Bu vatan bize aziz şehitlerimizin hatırasıdır. Bayrağımıza, devletimize, milletimize kastedilmesine asla izin vermeyiz." şeklinde konuştu.
İsmail Kahraman, sözlerini, Orhan Şaik Gökyar'ın "Bu Vatan Kimin" şiirinden "Bu vatan, toprağın kara bağrında, sıradağlar gibi duranlarındır, bir tarih boyunca onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir." dizeleriyle tamamladı.
"Şanlıurfalılar, İstiklal Madalyası'nı ülkenin birliği ve kardeşliğinin nişanesi olarak taşıyacaktır"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de yaptığı konuşmada bu günün Şanlıurfa'nın kurtuluşunun, destan yazmasının yıldönümü ve İstiklal Madalyası'nı alma günü olduğunu belirtti.
Bu vatan, ezan, bayrak için canından vazgeçen bütün milli mücadele kahramanlarını rahmetle andığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Şanlıurfa'nın yiğit evlatları, canlarıyla kanlarıyla tarih yazdılar. O tarihi okuyamayanlar veya okumaktan aciz olanlar; birliğimize, beraberliğimize, huzurumuza kastetmeye çalışanlar, başaramadınız. Allah'ın izniyle bundan sonra da başaramayacaksınız. Şanlıurfa'nın geçmişine toslayıp, yerle yeksan olacaksınız. Bu salondan şu ses yükseliyor: 'Şanlıurfalılar 523 bin Suriyeli kardeşimizle ekmeğini paylaşıyor, varsa başka ihtiyacı olan milletler onlarla da Şanlıurfalı ekmeğini paylaşmaya hazır.' Biz ekmeğimizi, lokmamızı paylaşırız asla ve asla vatanın bölünmesine müsamaha göstermeyiz."
Çelik, Şanlıurfa halkının, İstiklal Madalyası'nı ülkenin birliği ve kardeşliğinin nişanesi olarak taşıyacağını ifade etti.
Madalyanın verilmesinde emeği geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve TBMM Başkanı İsmail Kahraman ile bütün milletvekillerine teşekkür eden Çelik, konuşmasını, Şanlıurfa'nın kurtuluş şiirinden "Kolumu salladım toplar oynadı, Karataş içinde çete kaynadı, yaşasın Urfalılar teslim olmadı" dizeleriyle tamamladı.
İstiklal Madalyası, vali ve belediye başkanına takdim edildi
Konuşmaların ardından Başbakan Davutoğlu'na, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük ve Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi tarafından fahri hemşehrilik beratı ve şehrin anahtarı teslim edildi.
Beratı ve anahtarı alan Davutoğlu, "Bu hediyelerin en güzeli. Biz ezelden kendimize Şanlıurfalı dedik ancak bu belgeyi alarak hukuki olarak da Şanlıurfalı olduk." ifadelerini kullandı.
Daha sonra İstiklal Madalyası, TBMM Başkanı Kahraman, Başbakan Davutoğlu, eski TBMM Başkanları Yıldırım Akbulut, İsmet Yılmaz ve Cemil Çiçek tarafından, Şanlıurfa adına Vali İzzettin Küçük ve Belediye Başkanı Nihat Çiftçi'ye takdim edildi.
Töreninin düzenlendiği GAP Kapalı Spor Salonu'na, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kahraman, Başbakan Davutoğlu ve kabine üyelerinin fotoğraflarının yer aldığı, "Biriz, beraberiz, hep birlikte Türkiyeyiz. Urfa'yı hep beraber kurtardık, hep beraber kutluyoruz" pankartı asıldı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, salondaki kutlamaların ardından Balıklıgöl'ü ziyaret ederek balıklara yem attı.
Daha sonra GAPTEM'de yapılan Bakanlar Kurulu toplantısına geçildi. Bu toplantı, 13 yıl aradan sonra Bakanlar Kurulu toplantılarının Ankara dışında yapılan ilk toplantısı oldu.